26 Eylül 2010 Pazar

mektup

...kaldırımın üzerine vuran topuklarınız bana bir ağacın dalları gibi dallanıp budaklanarak yayılan,henüz üzerinde yürümediğim yolları düşündürüyor.Bende ilk gençliğimde yaşadığım bir saplantıyı uyandırdınız.Önümdeki yaşamı bir ağaç gibi düşünüyordum.Ona olasılıklar ağacı adını vermiştim .İnsan yaşamı ancak kısa bir süre bu şekilde görebilir .Yaşam sonra insana değişmez bir biçimde dayatılmış bir yol gibi , içinden bir daha hiç çıkılmayacak bir tünel gibi görünür.Bununla birlikte o eski ağacın görüntüsü içimizde silinmez bir özlem olarak kalır .Siz bana o ağacı anımsattınız ,ben de buna karşılık size onun imgesini aktaracak , onun büyüleyici mırıltısını duyuracağım.